Nerdeyim?

6 Haziran 2014 Cuma

Tayland - lV - Koh Tao

Gece otobüsü, sabahın köründe otobüsten indirilip iki saat tekne bekleme (saçma mekanlarda uykular konusunda şahsi rekorumu kırdım, dışarda, tahta yerde, 150 kişinin ortasında, 2 saat temiz uyudum) ve tekneyle kaotik bir limana bırakılma sonucunda Koh Tao'ya vardım. Koh Tao güzel mi güzel plajlı güzel mi güzel bir ada.


Suyun üstü kadar altı da güzel olduğu için minnacık adada 50 kadar dalış okulu var. Fiyatlar da dünyanın diğer yerlerine göre uygun. Hal böyle olunca ben de armut toplamaya gelmedim tabii. Sora sora bir dalış okulu buldum. Oteli de içinde veriyorlar genelde. Kendimi bir advanced open water (ileri dalış) programına yazdırdım. Yanisi 18 metre dalabiliyorken iki günde 30 metre dalabilir oldum.

İyi ki de yapmışım, hem çok güzel insanlarla tanıştım hem de çok güzel dalışlar yaptım. Navigasyon dalışında görevim Nemo'yu bulmaktı. Karada harita üzerinde tarif ettiler pusula verdiler, hadi bul! Buldum da! Hem de paralel evrendekini buldum. Anne, baba, 1 ortanca? 2 minik olmak üzere maaile Nemo'ya benzer 5 balık tam da haritada bana gösterdikleri yerde kendilerince takılıyorlardı. 2 minik fırıl fırıl dönerek oyun peşindelerdi. Çok tatlıydıı! Finding Nemo'daki kırık aile hikayesini kalbim parçalanarak (hem de kaç kere) izledikten sonra çoook mutlu oldum bu aile tablosuna.

Bir de gece dalışı yaptık.  Çok gergindim en başta ama sonradan açıldım. Yine de tuhaf baya. Dalış sırasında zaten maskeyle ekipmanla kısıtlanıyorsunuz. Hareket kabiliyeti yüzerkenki gibi değil. Bir de üzerine gecenin karanlığında dalıp sadece elinde fenere güvenmek faktörünü de ekleyince bende 'niye böyle şeyler yapıyoruz biz insanlar?' sorusu uyandı. Sonra uyuyan sini büyüklüğünde bir kaplumbağa gördüm kafamdaki soru biraz geçti. Üzerine tüm grup ışıkları kapatıp elimizle suyu köpürtünce planktonlar ışıl ışıl ışıldayınca soru neredeyse tamamen gitti. En son morötesi bir ışıkla resiflere bakınca gördüğüm capıscanlı renkler aklımda soru falan bırakmadı. Sudan çıktığımızdaysa hilal doğmuştu. Haleluya!

Sonra dalış grubu olarak yemek yiyelim dedik. Fakat biz buluşana kadar gökyüzü aşağı indi. Yağmurlu mevsim başladı buralarda. Çöp torbaları sokaklarda yüzdü, sokakları dize kadar su bastı. Biz nihayet buluşup yemek yiyecek yer aramaya başladığımızda her yer kapanmıştı ve biz daldığımızdan daha ıslaktık. Madem öyle bize de 7eleven'dan saçma yemekler alıp bir bara çömmek, akabinde de ayaklarımız okyanusta yağmur altında 3 saat dansetmek düştü.

Koh Tao'daki son günümde yakındaki şu adaya gittik. Ada özel mülkiyetmiş bu arada. Şaka mısın?




Tiskolu bir pırpırla gittik döndük:


Koh Tao'da güneş şöyle batıyor. Biz gece dalışı için suya atlamadan evvel:



Ha bu da benim ilk günkü oyun arkadaşım. Konuşamadığımız için ismini öğrenemedim.



Koh Tao'dan Malezya'ya inecektim. Biri dedi ki Koh Phi Phi'ye gidiyorum sen de gel. Açtım baktım google görsellerden. Hmmm güzelmiş. Tamam geliyorum.

1 yorum:

  1. Şimdi sen bu hikayede dori mi oluyosun? Benzetmek gibi olmasın :)

    YanıtlaSil