La Paz'da anladım ki, ben tuz gölü turunda çok yorulmuşum.
Aslında hedefim burdan Arequipa'ya gidip Colca kanyonunda yürüyüş yapmak ve
müzesinde sergilenen, Machu Picchu'dan çıkarılmış ve kuvvetle muhtemel tanrılara
canlı kurban edilen Juanita'nın mumyasını görmekti. Ama çok bezgin olduğum için
ve Juanita bu aylarda bakımda olduğu için vazcaydım bu plandan. Dedim ki ben yine güneşin doğduğu yere
gideyim. Hatta orda yüzeyim. Bu planla La Paz'dan otobüsle Copacabana'ya gittim.
(Otobüs yolda bozuldu, şöför tamir etti falan, bunlar olağan şeyler. ) Ordan da
Isla del Sol'e sıçradım. Geçen sefer adanın kuzeyini görmüştüm. Bu sefer
güneyinde kalayım daha yakın olsun diye düşündüm. Çok güzel düşünmüşsün
gerizekalı. Adanın guneyine ayak basar basmaz orada yüzülecek bir yer
olmadığını kavradım. Fakat geçmiş olsun. Ada içi araba ulaşımı olmadığı için ve
tekneler de o saatte bittiği için gittiğim yerde başı kesik tavuk gibi ordan
oraya koşturmam bir işe yaramadı. Çöktüm kaldım adanın toplam 500 m2 olan
düzlük alanına. Gerisi 60 derece tepe
zaten. Koşamazsın, ölürsün. O sırada sonradan öğrendiğime göre biri itfaiyeci
biri barmen iki İtalyan gençle tanıştım. (Ya herkes benden genç, ne güzel en başlarda kendim gibilerle
tanışıyordum. Nazar değdi.) Onlar yakınlarda bir hostel bulmuşlardı, ben de
oraya yerleştim. Saat geçti, hava buz gibiydi. O yüzden yüzmek için tepelere
tırmanıp, kendime koy aramadım. Bize bu arada başka bir İsviçreli kız katıldı,
sonra iki İsveçli kız. Oturduk manzaraya karşı.
Zorla bir restoran bulduk, tepenin taaaa başında. Nefret ediyorum bu yükseklikte tepelere tırmanmaktan. Dona dona yemek yedik. Ben daha canlı olmasını bekliyordum adanın bu tarafının. Ortalık çok sessiz, ışık ya da ses hiç yok. Tam kafa dinlemelik yer.
Yemek
bitince karanlıkta babetle kaya inişi yapmak durumunda kaldım. Ayağım bi nebze
parçalandı.
Sabah
arıyorum, arıyorum, yok, yüzecek yer yok. Birileri yandaki koy güzel dedi. Bi
tekne buldum. Beni pırpır o koya götürdü bıraktı. 3 evin olduğu dimdik
tepelerle çevrili taşlı bir koy. Baktım pırpır gidiyor. Ya nereye gidiyorsun?!
'15 dakikaya gelirim.' Ben de yedim.
Neyse suya
girdim eteğime kadar. Güzel gözüküyor ama yaklaşınca su bi yosunlu. Iyy. Yosun
yerim ama üzerine basamam. Kendimi baya bir zorladım. Hadi gir! Ayy yok. Suya girince 2 adım ötesi bir karanlık. Fotoğrafta öyle gözükmüyor hain.
Yok yapamadım. Tekrar giyindim. Bekle ki pırpır gelsin. 45 dakikada geldi Allahsız! Panik atağa en yaklaştığım an herhalde. Çünkü gelmezse, güneş altında sırtımda çanta en az 1 saat tırmanış demek. Neyse geldi. İlk yüzme girişimim başarısızlıkla sonuçlandı böylece. Sonra Copacabana'ya dönen tekneyi beklemeye koyuldum. Yarımda geleceği söylenen tekne 3 buçukta geldi. Bu arada La Paz'daki İsviçreli arkadaşıma rastladım. Beklemeyi onunla yaptık da fenalık geçirmedim. Zira yiyecek bir şey bile yok. İnternet yok. Kendini dağa tepeye vuracaksın. O da bende yok.
Copacabana'da bir otele yerleştim. Odamdan manzara:
Akabinde arkadaşımı otobüse koydum, yolladım. Ben göl kıyısına gittim tekrar. Yüzeceğim ya. Göl çevresini baya bir dolandım. Yok su pis. Bir yerde yüzen bir çift gördüm. Seke seke ben de sizinle yüzebilir miyeem diye yanlarına gittim. Yine girdim yarıya kadar. Yok giremiyorum. Su gri. Dibini görmüyorum. Ayrıca saman gibi şeyler var yüzeyde. Halbuki uzaktan ne temiz gözüküyor. Yine yenildim sana Titicaca, deyip çıktım. Başarısızlık hikayemin sonu. :)
Yok yapamadım. Tekrar giyindim. Bekle ki pırpır gelsin. 45 dakikada geldi Allahsız! Panik atağa en yaklaştığım an herhalde. Çünkü gelmezse, güneş altında sırtımda çanta en az 1 saat tırmanış demek. Neyse geldi. İlk yüzme girişimim başarısızlıkla sonuçlandı böylece. Sonra Copacabana'ya dönen tekneyi beklemeye koyuldum. Yarımda geleceği söylenen tekne 3 buçukta geldi. Bu arada La Paz'daki İsviçreli arkadaşıma rastladım. Beklemeyi onunla yaptık da fenalık geçirmedim. Zira yiyecek bir şey bile yok. İnternet yok. Kendini dağa tepeye vuracaksın. O da bende yok.
Copacabana'da bir otele yerleştim. Odamdan manzara:
Akabinde arkadaşımı otobüse koydum, yolladım. Ben göl kıyısına gittim tekrar. Yüzeceğim ya. Göl çevresini baya bir dolandım. Yok su pis. Bir yerde yüzen bir çift gördüm. Seke seke ben de sizinle yüzebilir miyeem diye yanlarına gittim. Yine girdim yarıya kadar. Yok giremiyorum. Su gri. Dibini görmüyorum. Ayrıca saman gibi şeyler var yüzeyde. Halbuki uzaktan ne temiz gözüküyor. Yine yenildim sana Titicaca, deyip çıktım. Başarısızlık hikayemin sonu. :)
Güneş
batmaya başlayınca bi birayla uğurlayayım kendisini diye oturdum.
Derken
dünkü İtalyanlar belirdi. Sabah yaldır yaldır gitmişlerdi. Otobüsü kaçırmışlar.
Zaten o gün sınır da kapalıymış. Birileri grev dedi birileri cinayet
soruşturması. Ay ne gereksiz ayrıntı verdim ya. Neyse onlarla oturduk
akşam. Onların Machu Picchu'da tanıştığı
sağır dilsiz biri Amerikalı biri Japon amcalar vardı tesadüfen oturduğumuz yerde.
Anlaşamadığımız için bir sürü fotoğraf çekerek vakit geçirdik.
Copacabana
hoş ama uzun süre kalınacak bir yer değil. Ben ertesi sabah yola çıktım. Sınır
geçtim, Puno'ya geldim. Sonra minibüsle Juliaca diye bir yere gittim. Bulduğum
en ucuz uçuş burdandı. Juliaca asfaltın uğramadığı çirkin bir yer. Havaalanına
dolmuşla gitme inadım sayesinde bir şehir turu yapmış oldum. Ya resmen benim
oturunca kafamın çarptığı arabalarda ayakta seyahat ediyorlar. Bir de tüm Peru ve Bolivya´da şehir içi
dolmuşlarda muavin olgusu var. Kalabalık yetmezmiş gibi bir de muavin. Kadın muavin de çok. Bütün gün aynı şeyi
bağırıp, kapı aç kapı kapa, in bin (bu kısımda biraz sörf tadı aldım ben), para
topla. Zor iş.
Juliaca
havalimanı da miniminnacık. Sınırda terslik olur diye geç uçağa bilet almıştım.
Ama 6 saat erken gittim. Var mı uçak? Bir önceki gecikti, şimdi kalkıyor. Koşa
koşa bindim. Yanıma renginden, ufaklığından ve kırışıklarından dolayı cevize
benzettiğim dünya sevimlisi bir teyze oturdu.
Yol boyu durup durup señorita diye dönüp hiç anlamadığım şeyler söyledi.
Yanındaki oğlu anne anlamıyor işte diyor. Ama o illa benimle konuşacak. Çok
tatlıydı. :)
Ve Lima'ya indim. Kendimi öylesine evde hissettim ki
anlatamam. Dolmuşa atladım, eve gittim,
canım arkadaşlarıma kavuştum!
Dibini göremediğim veya yosun gördüğüm denize ben de giremem. Tekneyle açılıp yüzülemiyo muymuş? Çok güzel manzaralar görmüşsün canım sen de.. ceviz teyzeye bayıldım!!! :)
YanıtlaSilEn son vaka-i tekne ile tekne istihabimi doldurdum herhalde :) Evet cidden guzeldi. Saplantilarimdan kurtulabilsem..
SilCeviz teyzeye ben de bir bayildim :)
Juanita'yı iyiki görmeye gitmemişsin. Halka'daki kıza benziyor o :)) 3 gün uyuyamazdın valla
YanıtlaSilAy Onuuur! Stajyer odasi 30. kat.. Allah iyiligini versin, senin halka taklitlerin yuzunden 12den gece kalamadigim mesaileri bilirim.
SilDuna döndüğünde İznik gölünde biraz pratik yaparsın istersen.. :) Gölde yüzme 101 tadında... bu arada Titikaka nasıl bi göl, sodalı mı??? :P
YanıtlaSilFresh water dedilerdi, hatta iciyorlarmis suyunu. Iznik´te yuzersem ayagim antik kiliseye carpmasin sonra?!
Silen temiz sularda yüzmenin hasını yapıcaz seninle yavrucanım, no worries :)
YanıtlaSilNasil iple cekiyorum belli degil!
YanıtlaSil